Altında güneşleniyorum. Kızıla boyanıyor tüm gölgeler. Gece olunca aydınlanıyor çatlak sokak
lambaları. Ölmek üzere olan sinek tanrıları çarpışıyor. Kanımı yere döküyorlar, ben izlerken onları.
Günün doğumuyken sana olan vedam. Vücuduna şiirlerimi yazmak istiyorum. Kıvrımların paragraf
başı. Her bir benin nokta. Ve ben Rus bir yazar olacağım. Hele ki sinekler beni rahat bırakırsa. Onlara
da hasetim, kanını emdikleri kadar. Kulağına fısıldadıkları ya “Belle! Belle!” demekse onların dilinde.
Kamburu olurum Notre Dame’ın. Hatta bizim dilimizde bir gece demekse ben: Hırçın sular altında bir
deniz kızı olacağım. Bükülse de zaman, akmasa da saat. Dilimden düşmeyecek “Ne zaman vuracak
yüzüme GÜNEŞ?”